Gezgin olunmaz, gezgin doğulur diyerek tüm suçu yakınlarda keşfedilen DRD4-7r genine atan seyahat bağımlısı… 4 kıtada 42 ülke gezdi, çok daha fazlası aklında, planlarında… Gerçek hayatta bale öğretmeni, koreograf ve bale okulu sahibi.

Bale eğitimiyle eşzamanlı olarak önce Saint Benoit Fransız Lisesi’ni, ardından Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümünü bitirdi. İki okulu da çok severek ama “hobi” olarak okudu, üniversitede okuduğu dalda çalışmayı hiç düşünmedi; aklında ve kalbinde hep bale vardı.

Ama her iki okula da bugünkü kimliğine etkileri için minnettar: Özellikle Saint Benoit sayesinde frankofon olmasının, Boğaziçi’nde de deneyimlediği liberal ortamın kişisel gelişimine önemli etkisi olduğunu düşünüyor.

Fransızca ve İngilizce dışında, kendi kendine öğrendiği İtalyancaya şimdilik orta derecede hakim. Daha çok dil öğrenmek istiyor. (Almanca hariç 🙂 )

Seyahat etmek, bale ve yazmak dışında; uzayla ilgili her şey onu büyülüyor, sanatın her dalını seviyor, hasta bir Galatasaray taraftarı (Nou Camp’da Barcelona-GS maçı izlemişliği bile var) ve de kırmızı şarapla jazz’ı birlikte tercih ediyor. (yazın roze de olur 🙂 )

Evet bunların her biri alakasız şeyler gibi de görünse… Hepsi karışıp onda birleşiyor 🙂

Tabii bu arada siz “İyi de, bu bir seyahat bloğu! Nasıl gezgin oldu? Seyahate bakış açısı nedir? Onu neden takip edelim?” diyorsanız ve yukardaki 3. şahıs anlatımlı “blog gerekliliği” genel tanıtımla yeterince sıkıldıysanız, buyurun kendi ağzımdan “Nasıl Gezgin Oldum” yazısına…